PROJENİN KAPSAMI
“Gıdamız geleceğimizdir!” diyerek yola çıkan Krizler Döneminde Dayanıklı Gıda Sistemleri Oluşturmak projesi kapsamında, Ankara kırsalındaki agroekolojik üretim ve tedarik çalışmalarının teşvik edilmesi, güncel pandemi krizi, iklim krizi ve olası sosyoekonomik krizlere karşı dayanıklı bir yerel gıda sistemine yönelik bir uygulama rehberi ve politika önerileri belgesi oluşturulması hedeflenmektedir.
PROJE KÜNYESİ
Proje İsmi: Krizler Döneminde Dayanıklı Gıda Sistemleri Oluşturmak
Projeyi Destekleyen Fon Kuruluşu: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı’nın (SGP-GEF)
Proje Sahibi: Sürdürülebilir Yaşam Derneği (SÜYADER)
Proje Ortağı: Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği
Proje Destekçileri: Doğal Besin Bilinçli Beslenme (DBB) Ağı, Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu, Çiğdem Eğitim, Çevre ve Dayanışma Derneği, Güneşköy Kooperatifi, Urgenci Uluslararası Topluluk Destekli Tarım Ağı, Tahtacıörencik Muhtarlığı, TADYA Kolektifi, Buğday Derneği, KompostKent, Yerküre Kooperatifi, Bahçelievler Derneği, Tohum Derneği
Proje Dönemi : Mart 2021-Aralık 2022
PROJE ÖZETİ
Bu proje, içinden geçtiğimiz pandemi krizi, karşı karşıya olduğumuz iklim krizi ve olası sosyoekonomik krizler karşısında, Ankara kırsalında agroekolojik üretim ve tedarik çalışmalarının teşvik edilmesini, Ankara geneli için bir agroekolojik üretim rehberi ve verilere dayalı bir politika önerileri kılavuzu oluşturulmasını hedefler.
Bu hedeflere yönelik faaliyetler arasında Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi (TADYA) üreticilerinin doğal çevreyi gözetecek şekilde maddi ve bilgisel yönden desteklenmesi ve bir yerel katılımcı güvence sistemi (KGS) oluşturulması yanı sıra; Ankara kırsalındaki üreticilerin yörelerine uygun kompost yapım faaliyetlerine başlaması, üreticilerin toplumdaki görünürlüklerinin artırılması, üreticiler arasında öğrenme ağları oluşturulması, üreticilerin yerel kaynaklara dayalı döngüsel üretim uygulamaları, gıda güvenliği temelinde ürün hazırlama ve paketleme eğitimleri alması, yerel üretim ve geleneksel mutfak değerlerini vurgulayan üretici-tüketici buluşmaları düzenlenmesi, Ankara kırsalı için kuraklık koşullarına uygun üretim stratejilerinin, ürün desen ve takvimlerinin geliştirilmesi ve veri temelli projeksiyonlar içeren kılavuz belgeler oluşturulması bulunmaktadır.
Halkın ve karar vericilerin doğa dostu tarıma ve yerel gıda ağlarına genel olarak sempati ile yaklaşmasına karşın, bu yöntemlerin toplumun gıda talebine cevap vermekte yetersiz olduğu, çözüm önerilerinin gerçekçi olmadığı gibi kanılar çok yaygındır. Geride bıraktığımız on yıl içerisinde aksi yönde birçok kanıt ortaya çıkmış olmasına rağmen süregiden bu kanı ve tutumlar, gıda alanında agroekolojik modellerin yaygın ve örgün hale gelmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Yereldeki iyi uygulamaların analizi yoluyla veri temelli, kanıta dayalı raporlar, projeksiyonlar ve senaryolar oluşturmak, bu üretim ve dağıtım tarzlarının daha üst ölçeklerde, öncelikle Ankara ölçeğinde yaygınlaşması için zaruri bir aşamadır. Bu nedenle, bu proje teklifinin hedeflerinden biri, şu zamana dek yeterli veri ve analizlerin bulunmadığı küçük ölçekli, doğa dostu tarımsal üretim ve tedarik alanlarında veriye dayalı belgeler oluşturmak ve bunları daha büyük ölçekte sosyoekonomik bir dönüşüm için ilgili kesim ve kurumların kullanımına sunmaktır.
Proje teklifimiz kapsamında geliştirilecek olan tarımsal veri girişi sistemi ve KGS yapısı; üreticilerin etkin aktörler olarak düzenli olarak veri girmesine imkan verecek, sistemli bir bilgi yönetimi altyapısı sağlayacak, üreticilere tanıtım ve iletişim desteği sunacak, gıda topluluklarının üretim sürecine katılmasını kolaylaştıracak ve topluluk destekli tarım uygulamalarını teşvik edecektir. Bu sistem temelinde yapılacak ölçme, izleme, analiz ve değerlendirme çalışmaları, projenin sahadaki hedeflerine ulaşma başarısının değerlendirilmesine imkân vermenin yanı sıra, Ankara geneli için yapılması hedeflenen “agroekolojik gıda sistemi projeksiyonu” için gereken yerel verileri de temin edecektir.
PROJE KONUSU VE GEREKÇELER
Doğal kaynakların yoğun kullanımına, kimyasal girdilere, ağır toprak işleme yöntemlerine ve uzun tedarik zincirlerine dayalı endüstriyel tarım ve gıda faaliyetleri, Dünya’da ve Türkiye’de çevre kirliliği, habitat kaybı ve biyoçeşitlilik kaybı gibi ekolojik açıdan pek çok olumsuz sonuçlar üretmekte, bu faaliyetler günümüzde karşı karşıya olduğumuz iklim krizinin de ana etkenleri arasında yer almaktadır. Su ve toprak döngüleri sekteye uğramakta, toprak kayıpları artmakta, topraklar organik madde ve biyolojik çeşitlilik açısından verimsizleşmektedir. Endüstriyel gıda sisteminin toplum sağlığına da ağır maliyetleri vardır. Besin değeri düşük ve zararlı kimyasallar kullanılarak üretilmiş gıdalar toplumun kronik hastalıklara yatkınlığını ve sağlık harcamalarını artırırken yaşam kalitesini de olumsuz etkilemektedir. Endüstriyel tarım uygulamaları, doğa dostu üretim için çok daha elverişli bir model sunan küçük ölçekli üretimin gerilemesine, üreticilerin ekonomik bağımsızlıklarının ortadan kalkmasına ve kendi üretimlerine yabancılaşmalarına neden olmaktadır. Öte yandan, tedarik zincirinin diğer ucunda kalan tüketicilerin yedikleri gıdaların nerede, kim tarafından, nasıl üretildiğini bilmediği, hem yediklerine hem de üretim faaliyetlerine yabancılaştığı bir tablo ortaya çıkmaktadır. Endüstriyel gıda sisteminin pek çok alanda ortaya çıkardığı bu büyük maliyetler, ETC Group’un 2017 tarihli “Who Will Feed Us?” başlıklı raporunda verilere dayalı olarak özetlenmiştir (https://www.dortmevsimekoloji.org/wp-content/uploads/2020/07/Bizi-Kim-Doyuracak-ETC-2017-Turkce.pdf). Bu durum dünyanın geneli kadar, tarımsal üretimin ve gıda sisteminin sistematik ve hızlı bir dönüşüm geçirdiği Türkiye koşullarında, dolayısıyla Ankara ili özelinde de geçerlidir.
İçinden geçmekte olduğumuz Covid-19 pandemi krizi ve iklim krizi ile, ekolojik ve sosyal duyarlılıktan ve topluluk bilincinden uzak olan egemen tarım ve gıda anlayışının insan sağlığı başta olmak üzere toplumsal yaşam için ne kadar büyük riskler içerdiğini ve beklendik krizler karşısında bile ne kadar kırılgan olduğunu açık bir şekilde gördük. Birbiriyle dayanışma içinde olan, birbirini besleyen, doğayla uyumlu ilişkiler kuran insanlara, topluluklara ve sistemlere gün geçtikçe daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Gıda söz konusu olduğunda önceliğimiz, ekonomik, sosyal ve ekolojik açılardan dayanıklı ve esnek, suyu, toprağı ve diğer kaynakları verimli kullanan, mevcut hasarları onaran, gıda sisteminin bütün paydaşlarını birbiriyle ilişkilendiren, mümkün olduğunca yerelleşmiş üretim, işleme ve tedarik sistemlerini ivedilikle oluşturmak, var olan çalışmaları geliştirerek daha üst ölçeklere aktarılması için çalışmak olmalıdır.
Son dönemlerde, agroekolojik tarımın ve kısa tedarik zincirlerinin ekolojik, sosyal, ekonomik açıdan etkin, uygulanabilir ve düşük maliyetli çözümler sunduğu yönünde çok sayıda kanıt ortaya çıkmıştır. BM Özel Raportörü Olivier De Schutter’in 2011 tarihli “Agroekoloji ve Gıda Hakkı” raporunda sarf ettiği “[b]üyük ekim alanlarıyla, endüstriyel çiftliklerle açlık sorununu durduramayacağız. Çözüm, küçük ölçekli çiftçilerin bilgi ve deneylerini desteklemekte ve küçük çiftçilerin gelirlerini artırarak kırsal kalkınmaya katkı vermekte yatmaktadır” sözlerinin üzerinden on yıl geçti. Uluslararası çiftçi örgütü La Via Campesina, topluluk destekli tarımın çatı örgütü Urgenci gibi oluşumların yanı sıra, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de agroekolojinin ve aile çiftçiliğinin önemini giderek daha fazla vurgulamaktadır. FAO 2019-2028 arasını “dünya aile çiftçiliği on yılı” ilan etmiştir (http://www.fao.org/family-farming-decade/en/).
Yukarıda sözü edilen BM raporu, dünya genelindeki 57 agroekoloji projesinde 10 yılda ortalama %80 verim artışı olduğunu belgelemişti. Rodale Enstitüsü’nün (A.B.D.) The Farming Systems Trial projesi kapsamında 1981’de başlayan ve yaklaşık 40 yıllık veri toplama sürecinin ardından yayınlanan çalışmaları, mısırda ve soyada organik tarıma geçişte verimin konvansiyonel üretimi yakaladığını, kurak dönemlerde ise daha yüksek verim sağladığını gösterdi. Bağımsız bir politika araştırma enstitüsü ve çok paydaşlı bir diyalog platformu olan IDDRI’nin 2014’te başlayan “Ten Years for Agroecology in Europe” senaryosu, agroekolojik uygulamalara geçmiş bir Avrupa’nın 2050 yılında 530 milyon kişiyi besleyebileceğini, bunun da ötesinde bölgenin ekolojik ayak izini düşüreceğini, tarımsal sera gazı emisyonlarını %40 azaltacağını, biyoçeşitliliğin onarımına ve doğal kaynakların korunmasına katkı sağlayacağını ortaya koydu (https://www.iddri.org/en/publications-and-events/study/agroecological-europe-2050-multifunctional-agriculture-healthy-eating). Son dönemde yapılan birçok çalışma da, agroekolojik ve onarıcı tarım faaliyetlerinin, topraktan karbon kaçışını azaltarak, hatta ileri uygulamalarda toprağa karbon gömerek iklim krizinin yavaşlatılmasında anahtar role sahip olacağını gösterdi. Tedarik araçlarıyla ilgili olarak, Covid-19 krizi döneminde son derece güvenli bir tedarik yöntemi olarak topluluk destekli tarımın (TDT) dünya genelinde başarılı performansı ve yükselişi ayrıca dikkat çekti (https://www.dortmevsimekoloji.org/covid-19-doneminde-topluluk-destekli-tarim-endustriyel-tarimin-karsisinda-guvenli-ve-istikrarli-bir-alternatiftir/).
Tüm bu veriler, içinden geçtiğimiz Covid-19 krizi, hem bu veçhesi hem de diğer yönleriyle giderek daha fazla yüzleştiğimiz ekolojik krizler ve kapımıza dayanmış olan iklim krizinden çıkış için agroekolojik üretimin ve yerinden satış, TDT, üretici pazarları gibi yerel tedarik ağlarının yaygın stratejilere dönüşmesi gerektiğini açık bir şekilde göstermiştir.
Projenin birinci aşamasında odaklanılan Tahtacıörencik Köyü, bütünlüğü büyük ölçüde korunmuş olan Köroğlu Dağları Önemli Doğa Alanı’nın çeperinde yer alması, çevresindeki zengin biyolojik çeşitlilik, geleneksel kültürel değerleri ve Ankara’nın en temiz akarsuyu olan Süvari Çayı’nın içerisinden geçmesi yönleriyle yerel ekolojik değerler açısından büyük önem taşımaktadır. Son aylarda köyde, şu ana kadar yakın çevresinde ve muhtemelen Ankara ölçeğinde görülmemiş düzeyde agroekolojik üretim ve tedarik faaliyetleri ortaya çıkmıştır. Buğday Derneği öncülüğünde, Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği’nin katkılarıyla, UNDP SGP-GEF desteğiyle gerçekleşen Güdül’de Gıda Topluluklarıyla Agroekolojik Dönüşüm projesinin Güdül genelindeki faaliyetleri köydeki üretimi son derece olumlu şekilde etkilemiştir. Bu çalışmaların sağladığı altyapı ve güven duygusu, Covid-19 krizi sırasında birçok ailenin köyde üretime başlaması ve üretimleri artırmasına vesile olmuş, köylüler daha önce olmadığı kadar eşgüdüm ve işbirliği içinde çalışmaya başlamış ve ortak kısa tedarik araçları geliştirmişlerdir. Köydeki doğa dostu üretim ve topluluk destekli tedarik çalışmalarının odağında olan Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi (TADYA) içinde 14 üretici aile (aktif işgücü olarak 33 birey) aktif katılımcı olarak, 7 üretici aile de doğrudan yararlanıcı olarak yer almaktadır. Önümüzdeki sebze üretim sezonunda, bazıları şehirde yaşayan gençler olmak üzere, daha fazla kişi ve ailenin üretim faaliyetlerine başlaması, ürün çeşitliliklerini ve hasat sürelerini uzatmaları beklenmektedir.
Agroekolojik üretim ve tedarik uygulamaları konusunda bir laboratuvar niteliği kazanmış olan Tahtacıörencik Köyü’nden ve Ankara kırsalındaki diğer küçük ölçekli üreticilerden edinilecek veriler, Ankara geneline ilişkin verilerle birleştirilerek bir yerel gıda sistemi projeksiyon çalışması yapılacaktır. Bu çalışma “Ankara’da agroekolojik tarım ve tedarik yöntemleri ne kadar yaygınlaşabilir?”, “Bu kapasitenin harekete geçmesi, Ankara halkının gıda güvenliğine ve gıda güvencesine ne kadar katkı verebilir?” gibi sorulara yanıtlar üretebilecektir.
Sürdürülebilirliğin en temel boyutlarından biri, ekolojik duyarlılığa dayalı bir dünya görüşü ve etik değerlere uyumlu üretim ve yaşam pratiklerinin gelişmesidir. Bu gelişimin en temel araçlardan biri, yaşam ve ölüm döngülerini sezgisel olarak en etkili şekilde ifade eden ve kültürel uygulamalardan biri olan kompostun günlük yaşamın bir parçası haline gelmesidir. Kompost uygulamaları, henüz Ankara kırsalındaki üreticiler arasında yeterince yaygınlık kazanmamıştır. Agroekoloji esaslarına uygun veya buna yakın tarzda tarım yapan çiftçilerin bahçe ve bostanlarında sürdürülebilir biçimde kompost yapılmasını sağlamak bu projenin temel faaliyetleri arasındadır.
Kompost ve yerel kaynaklara dayalı diğer döngüsel uygulamalar (tohum alma ve saklama, yerel malzemelerle bitki besleme ve koruma, hayvansal üretim girdilerini yerel kaynaklardan temin etme, toprağı koruyan ve geliştiren malç ve benzeri uygulamalar, suyun mikro havzası içinde sorumlu ve döngüsel şekilde kullanımı vs.), üreticilerin ekolojik yaşam bilincini geliştirmenin yanı sıra dışsal girdilere olan bağımlılıklarını da bertaraf edecek, ayrıca kuraklık ve aşırı değişkenlik riskleri içeren iklim koşulları karşısında üretim sistemlerinin dayanıklılığını artıracaktır. Bu yöndeki gelişmeler, pandemi krizi ve iklim krizi ve kapsamında yaşanabilecek yeni sorunlara karşı insan ölçekli üretim sistemlerinin ve yerel gıda ağlarının dayanıklılığını artıracaktır.
Bu bağlamda öne çıkan bir konu da gıda güvenliğiyle ilgili hijyen ve benzeri kaygılardır. Gıdaların, kültürel değerler de korunacak ve geliştirilecek şekilde, sağlık kaygıları ve besleyicilik değerleri gözetilerek işlenmesi, ayrıca her aşamada gıda kayıplarının ve israfın önlenmesi, üzerinde çalışılması gereken alanlardır.
Son olarak, Ankara’nın dayanıklı bir yerel gıda sistemine kavuşması için, küçük üreticilerin toplum genelindeki görünürlüklerinin artması, tüketicilerle ve ilgili STK çalışanları/gönüllüleriyle bir araya gelebilmeleri, üreticilerin birbirlerinden öğrenebilecekleri sosyal ağların oluşması ve, topluluk destekli tarım ve üretici pazarı gibi doğrudan tedarik yöntemlerinin gelişmesi temel öneme sahip konulardır.
PROJE HEDEFLERİ
Proje Ana Hedefi: Pandemi krizi, iklim değişikliği ve kuraklık riskleri bağlamında, sürdürülebilirlik ve agroekoloji temellerine dayalı tarımsal üretim faaliyetlerinin, kırsaldaki toplulukların ekolojik yaşam bilincinin ve kent-kır ilişkilerinin desteklenmesi, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması yoluyla Türkiye’de dayanıklı bir tarım ve gıda sisteminin oluşturulmasına katkı sağlanması.
Proje Hedefi 1: Ankara kırsalında gelişmekte olan agroekolojik üretim ve tedarik pratiklerinin desteklenmesi, üreticilerin sosyal yönden güçlendirilmesi ve mevcut salgın krizi, iklim değişikliği ve kuraklık riskleri bağlamında bu uygulamalara dayanıklılık kazandırılması.
Ara Hedef 1.1: Ankara kırsalında agroekolojik üretim yapan veya üretimlerini bu yönde geliştirmeye istekli üreticilerle birlikte kompost yapımı ve dayanıklı üretim uygulamalarının teşvik edilmesi, teorik ve uygulamalı eğitimler yoluyla bu uygulamaların sürdürülebilirliğinin sağlanması.
Faaliyet 1.1.1: Ankara kırsalında agroekolojik tarım yapan üreticilerin çiftliklerinde ve/veya uygulamalı eğitim alanlarında kompost hazneleri kurmak, yönetmek ve sonuçları raporlamak.
Faaliyet 1.1.2: Ankara kırsalında doğa dostu üretim ve tedarik faaliyetlerini geliştirmek isteyen üreticilere agroekolojik üretim teknikleri, topluluk destekli tarım, yerel kaynaklara dayalı döngüsel uygulamalarla ilgili eğitimler vermek.
Faaliyet 1.1.3: Üreticiler ve tüketicilere gıda hazırlama, hijyen ve gıdaların besleyicilik değerleriye ilgili kuramsal ve uygulamalı eğitimler vermek.
Ara Hedef 1.2: Ankara’nın küçük ölçekli üreticilerin üretim faaliyetleriyle ilgili dijital kayıt/izleme araçları geliştirilmesi, ilgili verilerin toplanması ve TADYA özelinde örnek bir katılımcı güvence sistemi (KGS) oluşturulması.
Faaliyet 1.2.1: TADYA KGS için agroekolojik üretim ölçütlerini ve elektronik ortamda başvuru formlarını, izleme formlarını ve ilgili prosedürleri geliştirmek.
Faaliyet 1.2.2: Tarımsal faaliyetlerini kayıt altına alabilmek için çiftçilerin kolay kullanabileceği, mobil uyumlu yenilikçi bir uygulama (TVG – tarımsal veri girişi uygulaması) ve bağlantılı veritabanı geliştirmek, proje süreci boyunca bakımını ve güncellemelerini yapmak.
Faaliyet 1.2.3: Geliştirilen mobil uyumlu TVG (Tarımsal Veri Girişi) uygulaması ile en az 3 üreticiden süreç boyunca düzenli bilgi akışı sağlamak. (Ekim-dikim girdileri, masraflar, yapılan uygulamalar, kullanılan işgücü, hasat zamanları ve miktarları, tedarik faaliyetleri, vs.).
Faaliyet 1.2.4: TADYA KGS’nin dünya genelinde tanınan KGS’ler listesine girmesi için IFAOM’a (Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) başvuru yapmak.
Ara Hedef 1.3: Ankara kırsalında agroekolojik üretim yapan veya bu üretim modeline geçmeye istekli üreticilerin tespit edilmesi, tanıtılması, sosyal yönden desteklenmesi ve kentteki destekçileri ile karşılıklı öğrenme ağı oluşturulması.
Faaliyet 1.3.1: Ankara kırsalındaki küçük ölçekli üreticilerin tespiti, bilgilerin toplanarak proje Web sitesinde görünürlük ve tanıtımlarının sağlanması.
Faaliyet 1.3.2: En az 5 farklı üretici ile kentsel buluşma mekanlarında (farklı üreticilerin, türeticilerin, gıda topluluklarının, ilgili STK’ların katılımıyla) yerel mutfak, kadim üretim kültürü, gastronomi ve sohbet buluşmaları düzenlenmesi. Çıktı olarak buluşma, tarif ve yemek videoları.
Faaliyet 1.3.3: Ankara kırsalındaki küçük ölçekli üretim ve doğrudan tedarik yolları ile ilgili; gıda toplulukları ve ilgili STK’lar ile bilgi ve deneyim paylaşım buluşmaları yapmak.
Faaliyet 1.3.4: Üretici grupları ve gıda topluluğu temsilcileriyle birlikte iyi örnek olan çiftlikle/üretim alanlarına inceleme, destek ve deneyim paylaşımı ziyaretleri yapılması (kolaylaştırıcılık ve eğitimler sunulacak)
Faaliyet 1.3.5: Türeticiler ve STK’lar için agroekolojik gıda sistemleri ve yerel gıda ağları temalı bir seminer.
Faaliyet 1.3.6: Proje sonuç ve çıktılarını anlatan bir kapanış semineri
Proje Hedefi 2: Agroekolojik üretim ve tedarik faaliyetlerine yönelik veriler edinilmesi, bu veriler ışığında Ankara için bir agroekolojik üretim projeksiyonu yapılması, kılavuz belgeler oluşturulması ve söz konusu bilgi ve belgelerin paydaş toplantıları ve lobi faaliyetleri ile yaygınlaştırılması.
Ara Hedef 2.1: Gerçekleşen üretime ilişkin kayıtlar ve Ankara genel verileri kullanılarak, (1) Ankara ve çevresinin küçük üreticileri için bir dayanıklı tarım rehberi ve (2) Ankara ölçeğine yönelik bir agroekolojik üretim ve tedarik projeksiyonu ve yerel gıda politikası önerileri içeren bir kılavuz belgenin hazırlanması.
Faaliyet 2.1.1: Projenin ilk döneminde Tahtacıörencik özelinde yapılan gözlemler, elde edilen veriler ve süreç içinde toplanacak diğer veriler ışığında, birlikte çalışılan üreticilerin üretim ve tedarik çalışmalarının gelişimini raporlamak.
Faaliyet 2.1.2: İklim krizinin doğurduğu kuraklık riskleri ve COVID-19 pandemi krizinin oluşturduğu tedarik riskleri göz önünde bulundurarak Ankara ilinde tarımsal faaliyetle uğraşan küçük ölçekli yerel üreticiler için bir dayanıklı tarımsal üretim rehberi oluşturmak.
Faaliyet 2.1.3: Ankara’ya ilişkin küçük ölçekli üretim verileri ve birlikte çalışılan üreticilerden toplanan verilerin analizi ile Ankara ölçeğine yönelik bir agroekolojik üretim ve tedarik projeksiyonu yapmak.
Faaliyet 2.1.4: Agroekolojik yöntemlerin ve topluluk destekli tarım anlayışının benimsenmesi amacıyla, yapılan analizler ve projeksiyon ışığında karar alıcılar için yerel gıda politikası önerileri içeren bir kılavuz belge oluşturmak.
Ara Hedef 2.2: Proje etkinliklerinin, çıktılarının ve kazanımlarının belgelenmesi, yayınlanması ve yaygınlaştırılması.
Faaliyet 2.2.1: Tüm proje etkinliklerini fotoğraflar, videolar ve toplantı notları ile kayıt altına almak.
Faaliyet 2.2.2: Proje etkinlikleri, durum analizleri ve kazanımlara ilişkin raporlar yazmak.
Faaliyet 2.2.3: Proje sosyal medya hesaplarını aktif şekilde yönetmek
Faaliyet 2.2.4: Proje web sitesini ve içeriklerini geliştirmek, aktif olarak kullanmak.
Faaliyet 2.2.5: Yerel ve mevsimsel tarım ürünlerini tanıtmak, yöresel yemek tarifleri için kartlar geliştirmek ve bunları proje web sayfalarında ve sosyal medya kanallarında yayınlamak.
Faaliyet 2.2.6: TADYA ürünleri için, agroekolojik uygulamaları tanıtmaya yönelik ambalaj desteği alınarak (karton koli, kese kağıdı, bez torba), gönderimlere eklenecek kompost yapım broşürleri hazırlamak.
Faaliyet 2.2.7: Dayanıklı tarım rehberi ile Ankara agroekolojik üretim projeksiyonunu ve yerel politika önerilerini içeren kılavuzun yaygınlaştırılması için paydaş toplantıları gerçekleştirmek